TÜRKİYE HEIDEGGER TOPLULUĞU

III. Çalıştay

 

Heidegger:  Özdeşlik ve Ayırım (Identität und Differenz)

 Moderatör: Prof. Dr. Nami BAŞER

 

 

1-) Fark ve Tekrar, Doç. Dr. Sinan KILIÇ

 

2-) Varolanın Varlığına Geri Adım Yoluyla Metafiziğin Tasarımlamacı Düşünme Tarzının ve Ontoteolojik Yapısının Heidegger Tarafından Sorgulanması, Prof. Dr. Metin BAL.

Video kaydını izlemek için tıklayınız lütfen:

https://www.youtube.com/watch?v=8Tja4dz5d6c

 

 

27 Şubat 2021 Cumartesi, Saat: 20:00,

Online Etkinlik, Google Meet Uygulaması Üzerinden.

Katılım linki 1: meet.google.com/yyn-gbqb-znn

Katılım linki 2: meet.google.com/jie-wezu-gko

Ana Sayfa

 

1-) Fark ve Tekrar, Doç. Dr. Sinan KILIÇ

Ana Sayfa

 

 

 

2-) Varolanın Varlığına Geri Adım Yoluyla Metafiziğin Tasarımlamacı Düşünme Tarzının ve Onto-teo-lojik Yapısının Sorgulanması,

Prof. Dr. Metin BAL

ÖZET

 

Fundamental ontoloji, hermeneutik fenomenoloji ve anti-tasarımlamacı düşünme tarzının kurucusu olan Heidegger “Özdeşlik İlkesi” (1957) başlıklı yazısında mantık biliminin temel düşünce yasası olarak kabul edilen özdeşlik ilkesini sorgulayarak, varlık ve varolan arasındaki ayırım üzerine odaklanır. Bu konuşmamda, Heidegger’in bu değerlendirmesinde referans verdiği, ontolojinin ilk felsefi kitabı olan Platon’un Sofist diyaloğundan nasıl yararlandığı üzerinde kısaca duracağım.  Böylece “varlık ne demektir?”, “İnsan kim ya da nedir?” ve “Düşünmek ne demektir?” sorularına Heidegger’in verdiği cevapları düşünmeyi deneyeceğim. Heidegger bu sorulara verdiği cevaplar yoluyla, “felsefe”’yi “düşünme”nin bir tarzı ve “metafizik”’i ise felsefenin kavrama biçimi olarak saptayıp sorgular. Heidegger metafizik kavrama biçiminin, düşünmesini “tasarımlamacı” bir zihinsel yeteneğe indirgediği insan anlayışının, hesaplayıcı planlama ve otomasyonlaştıran tutumla dünyayı “teknik dünya” şeklinde çerçevelediğini öne sürer. Heidegger varlık ve varolan arasındaki bağlantıyı kavramak için “ön-düşünme” (Vor-denken) terimini geliştirir. Bunun “düşünme” bakımından önemli bir sonucu olur çünkü böylece “hesaplama zamanı”ndan “düşünme zamanı”na geçilebileceğini düşünür. Heidegger’in “özdeşlik ilkesi”ni sorgulayarak, metafiziğin düşünme, varlık ve varolan anlayışına karşı geliştirdiği alternatif düşüncelerini tartışmaya açacağım. Böylece Heidegger, “varolanları daha kökensel bir yolda deneyimleyeceği bir yolun insan için açık olduğu”na işaret eder.

Heidegger Özdeşlik ve Ayrım yazısının ikinci bölümünü oluşturan “Metafiziğin Onto-teo-lojik Yapısı”nda (1956/57) “ayrım” terimiyle ilgili olarak Hegel’in düşüncelerinden hareket eder. Heidegger Hegel’in düşünmenin işi olarak varlığı konu almasını dikkate değer bulur. Heidegger için düşünme tarihiyle yapılan konuşmanın niteliği Aufhebung değil düşünmenin yol açış tarzını belirten “geriye atılan adım”dır. Bu geriye adım, bizi, metafiziğin tarihinde unutulmuş olan “varlık ile varolan arasındaki ayrım”a götürür. Hegel’e göre bilimin başlangıcı Tanrı’dır. Heidegger, “varolanı varolan olarak tasarımlayan düşünme”den “varlığın hakikatini düşünen düşünme”ye geçiş yapmaya çalıştığı, 1929’da verdiği, “Metafizik Nedir?” dersini hatırlatarak, Fichte’den beri bir “bilim” olduğunu öne süren metafiziğin, gerçekte bir teoloji olduğunu ve onto-teo-lojik (varlık-tanrı-bilimsel) bir yapısı olduğunu öne sürer. Metafiziğin bu onto-teo-lojik yapısının anlaşılmasına, “geri adım” atmayı sağlayacak “Tanrı felsefeye nasıl girebiliyor?” sorusunun düşünülmesi yardımcı olacaktır. Bu sorunun cevabı, onto-teo-loji olarak metafizik içinde, varolan olarak varolanın, en yüce ve her şeyi temellendiren, nedenlendiren varolan bakımından düşünülüyor olmasıdır. Heidegger metafiziğin onto-teo-lojik tutumuna karşı “tanrı-sız düşünme”yi daha başarılı bulur. Fakat Heidegger sorunu daha kökensel bir noktaya, başka bir deyişle, varlık ve varolan ayrımına giderek ele alır. Düşünmenin işi, “ayrım”ın kaynağı olan “varolanın varlığı”nı ve “varlığın varolanı”nı düşünmektir. Metafiziğe özgü olan tasarımlamacı düşünme tarzı “ayrım”ın, kendi varsaydığı bir katkı olduğunu düşünür. Ayrımın, varsayılan ya da sözde bir katkı olduğunu düşünen metafizik, varlığı ve varolanları, kendi ayrımları içinde, şimdiden orada mevcut bulur. Tasarımlamacı düşünme tarzının “peşinen” varsaydığı varlık ve varolanın ayrımına dair tutumunu daha iyi anlamak için Heidegger’in örnek verdiği Grimm Kardeşler’in “Tavşan ve Kirpi” masalını, Türkçe’ye kendi çevirdiğim haliyle gözden geçireceğim.

Anahtar sözcükler: Özdeşlik, varolanın varlığı, geri adım, ayrım, metafizik, tasarımlamacı düşünme, onto-teo-loji.

Video kaydını izlemek için tıklayınız lütfen:

https://www.youtube.com/watch?v=8Tja4dz5d6c

 

Video kaydını izlemek için tıklayınız lütfen:

https://www.youtube.com/watch?v=8Tja4dz5d6c

Ana Sayfa

Ana Sayfa

 

 

Ana Sayfa